Hür düşüncelerin Cuma'ya gidip, beyinde potansiyel izinler yaratmadığı bir blogtur. Müessesemiz de bir o kadar klimalı.

6 Eylül 2010 Pazartesi

Çilingir'in Boş Sofrası

Rakı kadehimi su kadehimle tokuşturdum. Üzerimdeki, yalın olmanın hükümsüzlüğünden ibaret. Fonda “Melhancoly Man” çalmakta Moody Blues abilerden. Saate bakıyorum, kısıtlı zamanım olduğu anlarda düden şelalesi muadili saat, henüz 03:37’yi göstermekte. An itibariyle evrendeki boşluğumu doldurmak tek amelim gibi durmakta . Etrafa attığım boş bakışlar da cabası. Etraf en az bilinç altım kadar karanlık, içim daha bi karanlık. Pesimizm deyip küçümsememelisin bu durumu. Realizm; sisler arasında ve ulaşılması zor öngerilen adaya doğru kulaç atmaya başlamış bulunmakta.

Bu arada uzaklardan gelen, karaya vuran su sesini duyuyorum. Deniz zat-ı alim gibi davranmakta bugünlerde. Dalgalarıyla, derinliklerni keşfetmek isteyenleri karaya doğru itmekte. “Dalga geçmek” hoş bir benzetme olur sanırım duruma. Oysa; o insanlar deniz ve can dostu güneş ile 4-5 gün dahi olsa zaman geçirmek için gelmişler. Bak sen şu su birikintisinin yaptığına.. İçinde yaşayan milyonlarca paraziti korumak istercesine, insanları karaya doğru sürüklemekte. Yatlar, kayıklar da cabası.

Sevdim ben bu denizi aslında. Kâinat deniz üzerine kurulu değil midir aslen ? Tepsi şekillli dünyamızın tutamacından aşağı süzülen su, Galileo Galilei’nin tamamını aşıp dünyanın yuvarlaklağını kanıtladığı su, Kristof Kolomb’un aşıp kapitalizmin beşiğini bulduğu su veyahut Barbaros Hayratteinin nam saldığı su… Bu olaylar, kendisini etrafında bulundurmak istemeyen suya karşı insanoğlunun kazandığını düşündüğü zaferden ibaret hikayeler. Gel gör ki su bu kadar güçsüz değildir, olmamalıdır da. Kendi isteği dışında, ona sormaksızın caka satan insanoğluna cevabını da vermekte bazı bazı. Tsunami olsun, sel baskınları olsun. Diğer yandan kendi yandaşlarına da kol kanat germekte bu kudret… Misal, Hinduların taptığı, huşu bulmak için adandıkları su, kendilerinin baş düşmanı olan Pakiler’den bu yüzden öc almış olamaz mı ? Bugünlerde Pakiler sel baskınlarından ötürü sürünüyorsa, bu Poseidon’un Hindulara teşekürü olamaz mı ? ..

Çevrenizde akıp giden o sıvı şahsiyete dikkat ediniz, itaat ediniz, izmaritlerinizle küfretmeyiniz. Gün gelir öcünü alır….

Bu arada son kadehimi de kendime kaldırıyorum, katı ve sıvı kudretle desteklenmiş kadehimi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder